Monday, August 6, 2012
Gülbanklar Giriş “Dua nedir?”
Gülbanklar Giriş “Dua nedir?” sorusuna en iyi cevabı Hz. Peygamberin sözüyle verebiliriz. Şöyle diyor Hz. Peygamber: “Dua, ibadetin özüdür”. Bundan daha açıklayıcı, tatminkâr bir cevap düşünülemez.
Duanın anlamı, önemi ve işlevi çok büyüktür. Bazı kimseler bunu yadsıyor. Yine bazı kimseler ibadet olarak bir takım biçimsel, yüzeysel hareketleri algılıyorlar. Dolayısıyla duanın önemine ehemmiyet vermiyorlar. Hâlbuki Hz. Peygamberin veciz ifadesiyle dua ibadetin özüdür.
Yaşamın anlamını, önemini, güzelliğini bazı maddi olgularla sınırlamak çok dar bir yaklaşımdır. İnsanın bütün çelişkilerini, istemlerini, özlemlerini, beklentilerini, hayallerini maddiyatla gidereceğini sanması en hafif deyimle safdilliktir. İnsanın yukarıda saydığımız gayelere ulaşması için maddiyat gereklidir. Ancak salt maddiyat yeterli değildir. İnsanı maddiyatla sınırlamak yanlış ve eksik bir yaklaşımdır. İnsanı maddi-manevi bir bütün olarak değerlendirmek gerekiyor. Maneviyatı da bir takım biçimsel rituellerle sınırlamak yanlıştır. İşte duanın anlamı ve önemi burada ortaya çıkıyor. Maddenin tıkandığı, yetmediği yerde maneviyat devreye giriyor. Maneviyatın temeli, özü ise duadır. Çünkü dua da insan, yaratıcı Allah‟la üryan-püryan iletişimdedir. Bu ilişki sırasında insan Allah‟la “dertleşmekte” Allah‟a “istemlerini, hayallerini, beklentilerini vs.” Gülbanklar Remzi Kaptan 5 bildirmektedir. Bu işin zahiri, görünen yüzüdür. Bunun dışında insan dua ile Allah‟a bağlılığını, teslimiyetini dile getirmektedir. Yine dua öncesindeki, sırasındaki ve sonrasındaki ruh hâli çok önemlidir. Bu ruh hâli, insanın içsel hesaplaşmasının dışa yansımasıdır. İnsanın dua etmesi için zamanın, mekânın önemi yoktur. Kişi istediği yerde, istediği zamanda, istediği şekilde, istediği dille, istediği kelimelerle dua edebilir.
Dua ibadetin özüdür. Gizli-açık, ferdi-toplumsal dua edilebilinir. Duanın özel bir merasimi yoktur. İnanmak yeterlidir. Dua, bütün inançların ortak noktasıdır. Dua, insanın yüce olan Allah‟a sığınmasıdır. Bu anlamıyla huzurdur dua. Duada zaman, mekân, şekil sorunu olmadığından, yaratıcıyla sürekli iletişim demektir. Teknolojik ve daha başka akıl almaz gelişmeler ne kadar ilerlemiş olursa olsun insanoğlunun duaya her zaman ihtiyacı vardır. Bazıları modern hayatın, teknolojinin, bilimsel Elbette toplumsal manada ortak değerlerin oluşması bakımından bir takım ortak duaların, ortak ibadet anlayışlarının, kurallarının olması gerekiyor. Bu doğrudur da. Fakat bizlerin anlatmaya gayret ettiği olayın bireysel boyutudur. Toplumsal ortak değerleri dışladığımız, yok saydığımız, önemsizleştirdiğimiz manası çıkmasın. Bizler ferdin gizli dünyasında Allah ile bütünleşmesinde duanın önemini vurgulamaya çalışıyoruz. Gülbanklar Remzi Kaptan 6 gelişmelerin, duaya olan ihtiyacı dolduracağını sanıyorlar. Bu bir yanılgıdır. İnsanoğlunun özlemleri, ihtirasları, hayalleri, çözemedikleri... olduğu müddetçe duaya ihtiyacı vardır.
Bizler bu çalışmayla, hem bireysel anlamda gülbank örnekleri vereceğiz, hemde toplumsal ibadetimiz olan cemler de okunan gülbanklardan, deyişlerden, mersiyelerden, duazlardan -açıklamalarla beraber- örnekler vereceğiz.
***
Bismişah
Allah Allah, Allah Allah
Vakitler hayır ola, hayırlar feth ola, serler def ola.
Müminler şad u abat ola.
Her dilde bir dilek, her gönülde bir murat vardır.
Dilde dileklerimiz, gönülde muratlarımız kabul ola.
Nefes pir nefesi ola.
Gerçeğe Hü, mümine ya Ali.
***
Bismişah.
Allah Allah, Allah Allah.
Vakitler hayır ola, hayırlar feth ola şerler defola, hizmetleriniz kabul ola. Gülbanklar Remzi Kaptan 7 Hazır gaip, zahir, batın cem erenlerinin nuru cemalları aşk ola.
Yüce Allah cümlemizi Ehlibeyt‟e nail eyleye.
Hizmet sahiplerinin hüsnü himmetleri üzerimize hazır ve nazır ola.
Dilde dilekleriniz kabul, gönülde muratlarınız hasıl ola.
Allah, namerde muhtaç eylemeye.
Dertlerimize derman, hastalarımıza şifa, borçlarımıza eda nasip eyleye.
Gökten hayırlı rahmet, yerden hayırlı bereket ihsan eyleye.
On sekiz bin alemle mümin, Müslim cümle kardeşlerimizi Muhammed- Ali gülbangından mahrum eylemeye.
Muhammed-Ali soyunun yardımı üzerimizden eksik olmaya.
Hakk Muhammed Ali, Üçler, Beşler, Yediler, On İki İmamlar, On Dört Masumu Pak, On Yedi Kemerbest, Kırklar, Kerbela Şehitleri, Cümle Erenler katarlarından, didarlarından ayırmaya.
Pirimiz, üstadımız Hünkar Hacı Bektaş Veli yardımcımız ve koruyucumuz ola, üzerimize hazır ve nazır ola !
Duası bizden, kabulü Allah'tan ola.
Gerçekler demine, evliya keremine, gönüller birliğiyle Hû diyelim. Gülbanklar Remzi Kaptan 8 Cem ve Cemde Okunan Gülbanklar, Deyişler, Mersiyeler, Duazlar Cem Alevilerin toplu halde ettikleri ibadetin adıdır.
Kavram olarak Cem Arapça bir kelime olup toplanma, birikme, bir araya gelme manasına gelmektedir.
Cem'in kaynağı Kırklar Cem'idir. Cem ibadetini diğer inançlardaki ibadetlerden farklı kılan en önemli unsur; Cem de bulunanların aynı zamanda toplumda hesap vermekle yükümlü olmalarıdır. Cem de bulunanlar bir birlerinden
Cem de bulunan bir kişi başka bir kişiye dargınsa, bu iki kişinin dargınlıkları giderilmeden, barışmaları sağlanmadan Cem'e başlanmaz.
Alevilerin toplu anlamda temel ibadeti olan Cem, bir
Cem ibadetine katil, hırsız, yolsuz, düşkün kimseler giremez.
Cem ibadetini kısa bir şekilde tanımlamak mümkün değil. Bu anlamda Cem'in ne olduğunu ve nasıl uygulandığını tam manasıyla kavramak için en yakındaki Cem evine gidip bilgilenmek gerekiyor. Razı Olmak zorundalar. DEDE´nin gözetiminde, önderliğinde yerine getirilir. Gülbanklar Remzi Kaptan 9 Buraya kadar cem hakkında genel bilgiler verdik. Cemin anlam ve öneminin kavranılması için biraz daha detaylandırmak gerekiyor. Son yüz yıldır kendinden mahrum kalan dimağların tekrar öze dönüşlerinin en esaslı yolu cemlerden, cem olmaktan geçer. Toplumsal düzenin ve bireysel iç huzurun yolu, yani kendisiyle, doğayla ve çevresi ile barışık bir kişilik olabilmenin yolu; yüz yılların ötesinden süzülüp gelen değerlerle buluşmaktan geçer.
Belki tam manasıyla günümüz cemleri o olması gereken nurani atmosferlerin hakim olduğu boyutları, asırlardır cemlerden uzak kalanlara yansıtmıyordur. Bir çok yönüyle –pratik manada- eksiklikler, yetmezlikler olabilir. Bütün bu eksiklikler, yetmezlikler, praktize edenlerin ham ervahlıkları, bilinç bulanıklığı cemleri gerçek amacından daha az işlevli hale getiriyor olabilir.
Her şeye çok çabuk bir şekilde ulaşılıp tüketildiği bu zamanlarda, cemede aynı şekilde yaklaşanlar bir menzil almazlar.
Pratikte bazı yetmezlikler yaşanıyor. Ancak bütün olumsuzluklara rağmen samimiyetle cem olmak isteyen, ikrarına Bütün bu olumsuz diyebileceğimiz pratik durumlar cemlerin anlam ve öneminden bir eksilme meydana getirmiyor. Gülbanklar Remzi Kaptan 10 sadık olanların kısa sürede cemin gerçek mana ve anlamını kavrayacaklarına, daha doğrusu cemi yaşayacaklarına şüphe yok. Ancak ihlaslı olmayan, şüpheci yaklaşan, cem meydanına bütün kötü duygu ve düşüncelerden arınmamış olarak gelenler için cem meydanı bir dar meydanı olacaktır.
Cem girerken ilk samimiyet sınavı girişte başlar. Cem meydanının kapısına niyaz edilir. Eşiğe basılmadan meydana varılır. Bunlardan önce ceme gelirken bütün art niyet ve ön yargılardan arınmış olarak, sadece bilinç yoluyla değil, aynı zamanda duygu yoluyla da, sezgisel olarak da cem yaşanılmaya çalışılır.
Cemden, semahtan, lokmadan, ferraştan, gülbanktan, gözcüden, ikrardan, 4 kapı 40 makamdan, deyiş ve duazdan, musahiplikten, çerağdan, dededen... ve daha nice sır içinde sırdan, yol içinden yoldan bihaber olan bilinç ve duyguların cemi basite almamaları gerekiyor. Eğer çok ucuz ve basit şekilde bir yaklaşım gösterilirse, bir tiyatro seyreder gibi yaklaşılırsa; o vakit asırlardır insanları ve insanlığı cemden mahrum bırakmak isteyen yezitlerin amaçları gerçekleşmiş olur. Cem; huzuru arayanların, düzeni mükemmel şekilde kurup kurumlaştırmak isteyenlerin, kendini bilmek isteyenlerin, arınıp aklanmak isteyenlerin, ölüp yeniden doğmak isteyenlerin, sırrı hakikate ermek isteyenlerin, var olmak Gülbanklar Remzi Kaptan 11 için yok olmayı göze alanların, semah dönüp gökyüzüne ağanların... dır. Cem, ikrar verip ikrarına sadik olanlarındır.
Dara durmaktır cem, Mansur misali.
Aşkınlığın, yüceliğin yaşandığı, yaşatıldığı meydandır cem meydanı. Eğrinin düz olduğu, yalanın yersiz olduğu, Hakkın ve can`ın esas olduğu, bir olduğu meydandır cem meydanı.
Cem; mükemmelliğe, insanı, İnsani Kamil olmaya götüren yoldur. Gülbanklar Remzi Kaptan 12 Cemde okunan gülbanklar Cem açılış gülbankı
Bismişah, Allah Allah.
Akşamlar hayır ola, hayırlar feth ola, şerler def ola, müminler bermurad ola, demler daim, Cemler kaim ola.
Hazır-gaip, zahir-batın cem erenlerinin nuru cemalları aşk ola.
Ehlibeytin, Üçlerin, Beşlerin, Yedilerin, Oniki İmamların, Ondört Masum Pakların, Onyedi Kemerbestlerin, Kırkların, cümle erenlerin katarından, didarından ayırmaya.
Her dilde bir dilek, her gönülde bir murat vardır. İnandığımız, güvendiğimiz yüce Yaradan, dilde dileklerimizi, gönülde muratlarımızı vere.
Allah, namerde-merde muhtaç eylemeye.
Duvarımızdan taş, gözlerimizden yaş dökmeye.
Genç yaşta ölüm, ihtiyarlıkta zulüm vermeye.
Hak evimizin, toplumumuzun ağız tatlılığını bozmaya.
Huzur vere, dertlerimize derman, hastalarımıza şifa, borçlarımıza eda nasip eyleye.
Yolumuzu yolsuza, yüzümüzü nursuza uğratmaya.
Gökten hayırlı rahmetler, yerden hayırlı bereketler; ana-babasına, toplumuna hayırlı evlatlar vere. Gülbanklar Remzi Kaptan 13 On sekiz bin alemle mümin, Müslim cümle kardeşlerimizi Muhammed- Ali gülbangından mahrum eylemeye.
Çağırdığımızda, bunaldığımızda Hızır yoldaşımız; Şah-ı Merdan Ali kardaşımız, Hünkar Hacı Bektaş Veli de haldaşımız ola.
Duası bizden, kabulü Allah'tan ola.
Gerçekler demine, evliya keremine, gönüller birliğiyle gerçeğe Hû diyelim. Gülbanklar Remzi Kaptan 14 Süpergeci (Faraş/Ferraş) hizmeti gülbankı Süpürgeci, süpürgesini eline alıp, üç kez “
“
Güruh-i Nâci’yim, Kırklar Meydanı’nda süpürgeciyim
Pir divanında durucuyum
Hüseyin-i Kerbela için gözlerim kan yaştır
Lanet olsun Yezid’in bağrı kara taştır
Erenler meydanında Aliyyel-Mürteza baştır
Pîrimiz Kırklar içinde Seyyid-i Ferraş’tır
Allah eyvallah…Nefes Pîrdedir
Süpürgeci hizmetini yerine getiren bu gülbankı okuduktan sonra dede süpürgeciye şu duayı verir:
“Hü erenler! Hak- Muhammed-Ali’nin hizmeti geliyor…” der, her seferinde bir adım atarak meydanın ortasına kadar gelir , süpürgeyi sağına indirip yere niyaz eder süpürgeyi alıp ayağa kalkar, ayakları mühürlü öne eğilir; “Allah, Muhammed, Ya Ali…” diye meydana üç kez süpürge çalıp, süpürge sol koltuğunda dara durur ve şu tercümanı okur: Destur Pirim! …” Allah… Allah… Gülbanklar Remzi Kaptan 15 Süpürgeci Selman, kör olsun Mervan, cennette Rıdvan
Zuhura gelsin Mehdi-i Sahib-zaman
Yardımcımız olsun Oniki İmam
Hizmetinden şefaat bulasın
Seyyid-i Ferraş’ın himmeti üzerinde ola
Gerçeğe Hü…
(Süpürgecinin vereceği diğer bir süpürge tercemanı da şöyledir: “
Süpürgeci Selman, kör olsun Mervan, carımıza yetişsin Mehdi-i Sahip-zaman. Allah, eyvallah. Nefes Pir’dedir…” ” Biz üç bacıyız, Güruh-i Naci’yiz, Kırklar Meydanı’nda süpürgeciyiz. Dedenin süpürgeciye vereceği diğer bir dua da şudur: “
Durduğun dardan, divandan iyilikler göresin.
Hak-Muhammed-Ali katarından, didarından ayırmaya.
Seyyid-i Ferraş’ın himmeti üzerinde hazır ve nazır ola.
Hizmetinden şefaat bulasın.
Gerçeğe Hü…”Allah…Allah…Hayır hizmetin kabul yüzün ak ola. ) Gülbanklar Remzi Kaptan 16 Meydan postu seccade hizmeti gülbankı Süpürgeci, meydana süpürge çalıp duasını aldıktan sonra, bu hizmeti yerine getirecek olan can post‟u (seccadeyi) kollarının üzerine alıp üç kez: “
“
Muhammed Mustafa’nındır bu seccade
Aliyyel Mürteza’nındır bu seccade
Hatice-i Kübra, Fatıma-yi Zehra’nındır bu seccade
Oniki İmamlarındır bu seccade
Pîrimiz Hünkâr Hacı Bektaş Veli’nindir bu seccade
Cem birliğine, sohbet sırrına, evliya keremine
Hü diyelim, Allah eyvallah
Nefes Pirdedir…” Hü erenler! Muhammed-Ali’nin hizmeti geliyor!” der, her seferinde bir adım atarak meydanın ortasına kadar gelip dara durur ve şu tercümanı okur: Destur Pirim! Dede, postu seren hizmet sahibine şu duayı verir:
“
Post kadim ola, inkâr feth ola. Allah…Allah… Gülbanklar Remzi Kaptan 17 Hayırlığa gelmiş, hayırlığa serilmiş ola.
Kırklar meydanına serilen bu kutsal postun üzerinde sorgulanan canların didarı cennet ola, günahları affola.
Seccaden temiz, yüzün ak ola.
Hizmetinden şefaat bulasın.
Dil bizden, nefes Hazret-i Pîr’den ola.
Gerçekler demine, Hü mümine Ya Ali…” Duasını alan bu hizmeti yapan can, postu meydana serer, dört tarafına “ Allah, Muhammed, Ya Ali, Hünkâr Hacı Bektaş Veli…” diyerek niyaz eder, geri geri ve diz üzeri gider, yerine oturur Gülbanklar Remzi Kaptan 18 İbriktar/Tezekar hizmeti gülbankı İbriktarın okuduğu gülbank:
“
Ben gulam-ı Haydariyem
Adûdan etmem havf-u bâk
Çünkü bu hizmette örnektir bana Selman-ı Pâk
Gönlümüzü Hakka bağlayıp, yunduk, arındık, olduk pâk
Nefes pirdedir…” Destur Pîrim! Dedenin, hizmetin yerine getirilmesinden sonra okuduğu dua:
“
Hizmetleriniz kabul, muratlarınız hasıl ola. İsteğinizi, dileğinizi Hak-Muhammed-Ali vere. Elleriniz dert görmeye, gönlünüz incinmeye.
Hizmetinizden şefaat bulasınız.
Selman-ı Pâk’in hüsnü himmeti üzerinizde ola.
Gerçeğe hü…” Allah…Allah… Gülbanklar Remzi Kaptan 19 Saka hizmeti ve gülbankı Saka hizmeti ile Hz. Hüseyin ve Kerbela şehitleri anılır, onların anısına su dağıtılır ve mersiyeler okunur. Saka suyu dağıtmadaki asıl amaç inancı, yiğitliği ve dürüstlüğü simgeleyen Hz. Hüseyin‟i sevgiyle anmak; kötülüğü, haksızlığı, zulmü, vahşeti, alçaklığı simgeleyen Yezit ve Yezit zihniyetini lanetlemektir.
Saka hizmetini yerine getiren, su dolu bir kabla (ve birkaç bardakla) gelip, üç kez: -Hü erenler! Hak, Muhammed, Ali’nin hizmeti geliyor…
“
Lutfuna muhtacız, eyle ihsan Ya Hüseyin
Derdimize senden derman eyle derman Ya Hüseyin
Gayriye muhtaç eyleme sevenleri el-aman
Sen medet kıl bizlere her dem Ya Hüseyin
Yüzbin kere lanet olsun o sapıtmış Güruha der. Bu cümleyi her söyleyişinde bir adım atarak meydanın ortasına kadar gelip, su kabını ve bardakları sağına indirip, yere niyaz eder, yine su dolu kabı ve bardakları eline alıp ayağa kalkar, ayakları mühürlü dâr‟a durur ve şu tercemanı okur: Destur Pîrim! Gülbanklar Remzi Kaptan 20 Ahdi bozup şehit kıldılar onlar seni Ya Hüseyin
Güzel ismin hakkı için zikredeni darda koyma
Esenlik ver yaşlı gözle ağlayana Ya Hüseyin
İznin ile su getirelim aşkına vermek için
Aşkınla içenlere kıl âb-ı hayat Ya Hüseyin”
“
“
Can gözü dem-be-dem Hakk’ı görenler aşkına der, suyu dualaması için sürahiyi dedenin önüne götürür ve dede şu gülbangı verir: Allah…Allah…Erenlerin himmeti ile, Muhammed-Ali aşkına, Hazret-i İmam Hüseyin ile Kerbela’da susuz şehit düşenlerin tertemiz ruhları yüzü suyu hürmetine, Fatma anamızın şefkatine, yolumuzu-erkânımızı kuran gerçek erenlerin hürmetine, bir yudum içenin bir damlası üzerine düşenin dualarını kabul eyle, günahlarını affeyle. Nur ola, sır ola, kalbe gevher ola. Dertlere deva, hastalara şifa, borçlara eda ola. Dil bizden, kerem Hazret-i Hüseyin-i Kerbela’dan ola. Yuf münkire, lanet Yezid’e, rahmet mümine olsun Gerçeğe hü…” Saka elindeki sürahiden bir bardağa birer yudumluk su koyarak, dede ile beraber üç kişiye su verir. Su verirken yüksek sesle: Geçmişiz biz can-ü baştan Hak erenler aşkına Gülbanklar Remzi Kaptan 21 Kerbela’da su içmeden can verenler aşkına
Gözüm yaşın sebil ettim , için İmam Hüseyin aşkına
Aşk olsun içenlere, rahmet göçenlere, lanet Yezid’e”
Dede suyu içmeden önce
Bundan sonra der. cemaate “Hüseyin-i Kerbela ve tüm şehitlerimizin anısına ve aşkına bir yudum suyu içmeme helallik veriyor musunuz canlar?” diye sorar ve “Bu su, Kerbela şehitlerinin suyudur. O mazlum ve masumlar gibi alnınız ak, gönlünüz pâk ola…” diye dua eder.
Subscribe to:
Post Comments (Atom)
No comments:
Post a Comment